Horus Enerjipiramidleri
Yasamin bir simgesi!
Horus Enerjipiramidleri® tamamen yeni bir gelisimdir. Kyborg–Çifte–Piramideleri, insanin bilincini ve enerji merkezlerini (çakralarini) içerisine adepte eden, bütünsel enerji konseptlerine yönelik uzun bir arayisin ürünüdürler.


Asya ustalarinda 14 yil ögrenim gördükten sonra, 1990 yazinda isik bilinçlerinden Horus ile medyal haberlesmeye (channeln) basladim. Bu medyal haberlesmede yeni çifte piramidlerin yapi konstrüksüyonunu aldim.
Bütün hayatim boyunca, insanligin kökenini arastirdim ve tanrinin bilincine varmak için yollar aradim ki, kendimide anlayabilmek ugrasiydi bu. Benim amacim, ilahi güçleri tesvik etmek ve positif dogrultudaki insanlarin hedeflerine ulasabilmeleri için daha iyi bir sans ortami olusturmaktir.
Her dönem insanlar bu sebepten dolayi kendilerine kutsal mekanlar aramis, tekkeler kurmus ve dinsel aletler olusturmuslardir ki, tanrisal katlarin yolunu bulabilmek için. Demek ki Enerjipiramidlerinin kulaniminda evrensel, kozmik enerji ile baglanti kurmak söz konusu. Meditasyonu daha kolaylas-tirmak için, Enerjipiramidleri® ile bir kutsal suur yeri olusturabiliriz.
Her Enerjipiramidi® büyük titizlik ve el ile yapilmis birer küçük sanat eserleridir. Bizleri içtenlikle güzel düsüncelere davet ederler. Bizleri meditasyon yapmaya, kendimizi anlamaya ve tanrisal özümüzü algilamaya tesvik ederler.
Enerjipiramidleri® benim dünyada daha iyi bir yasam için sundugum katkimdir. Onlar, çok eski majik prensiplerin yeni sekillerde tesir gösterdigi, yeni spritüal boyutun baslangicidirlar. Bu yolda, her positif isi filizlendiren güçler serbest olur ve yeni anlayislar kazanilir.
Müsterilerimizin positif haberlerinde açikca gösterdigi gibi, kulanan kisilerin bilinçleride önemli bir rol oynamaktadir. Hassas insanlar çok çabuk ”Horus’un Enerjipiramidleri”nin genis boyutlu imkanlarini ve sirrini çözebilirler. Özellikle meditasyon teçrübesi olan insanlar, Reyki-Ögretmenleri, Yogacilar vs. Enerjipiramidlerimizi çalismalarini desteklemek üzere kullanmak-tadirlar.
Bugün, acil çözüm bekleyen bir çok global sorunlarin karsisindayiz ve bunlarin hakkindan gelmek ancak positif dogrultulu insanlarin ruhsal güçlerine suur ettikleri zaman mümkün olacaktir.
Ancak, ruhsal güçleri-mizi kurucu, konstrüktif kullan-digimizda, çocuk-larimiza yasamaya deger bir dünya birakabiliriz! Geçen son 8 sene içinde coskulu insanlar tarafindan haberler aldik. Enerji-piramidlerinin® her türlü meditasyon çesitlerini desteklediklerinden dolayi, bütün ruhiye, spritüalist yönler tarafindan kullanilabiliniyor. Böylece, çesitli ruhiye topluluklari arasinda köprü kurabiliyoruz. Kullanan kisililerin birlesik yani, dürüst spritüalizm ve kendi güçünün bilincine yönelik arayiçlaridir. Bilgin kisiler için tanriya giden bir çok yol gitmektedir, lâkin neticede hepside dogrusudur, çünkü bir mutlak hedef, bir tek evrensel bilinç vardir.
Enerjipiramidleri® ile çalismak isteyen, yeni ruhsal topraga ayak basmiya hazir olmalidir. Pandül ve ya su damari arastirilan degnek ile deneyebilirsiniz! Enerjipiramidlerini sûni çakralar olarak kabul edebiliriz. Eski alsimistlerin sempatiögretisine göre, ayni enerji ile çalisan insanlar, ruhsal olarakta temas içindedirler. Ayni güçü kullanmaktadirlar.
Enerjipiramidleri® ile manevî huzur bahseden, özel suur yerinizi olusturun. Diger zihni açik insanlar ile, çember seklinde bir Enerjipiramidleri etrafinda meditasyon yapmak oldukca güzel bir tecrübedir. Böylece, kendimizi anlamayi daha iyi ögrenebiliriz, diger isik dünyalari ile pekismis temas olusturup, kalbimizdeki sevginin güçünü yükseltebiliriz.
”Su anda karsi karsiya bulundugunuz sorunlari çözebilmel için kesintisiz kosmik enerjiye ihtiyaç var. Ekoloji ve ekonomi bir dönüsümdeler. Bunun için sizlere Çiftepiramidleri verdik. Kisa bir süre içinde Avrupa’yi saf enerji örgüsü saracaktir. Sevgi aurasi içinde yasayin. Bu, yeni ve üstdüzeye yükselen dinsel duygular yaratacaktir. Böylelikle insanlik iç içe yetisecektir.” Horos
Piramid enerjisi üzerine bir çok kitap yazildi. Bizim Çifte-Piramidler ile ihtimal oranimiz ilk baslangiçlarda zannettigimizden daha da genis kapsamli. Hayallerinizi serbest birakin ve tabiatin süprizini yasayin!
Horus’un Enerjipiramidleri® ile, içerisinde bilinçli aktivite yürütebilecegimiz sir dolu yeni boyutlara geçit yapiyoruz. Isimiz devam ediyor: ilk Enerjipiramidini yaptiktan 8 yil sonra, simdi zaman yeni esrarengiz Majik Enstrüman’lara geldi. Uzun yillardir beri, dünya tarihi diye bilinen Akasha‘yi okumaktayim. Boyut Kapilari’nin ve majik enstrümanlarin konseptleri çok eski zamanlardan kaynaklanmaktadirlar. Uzak dünyalardan mesajlar aliyor ve bunlara sekil veriyorum. Bunlar, hayatin sirrini arayanlar için ilham kaynaklaridir.
Enerjipiramidlerini® ve majik enstrümanlari mümkün oldugu kadar iyi kullanabilmek için, nefes- ve konsantrasyon metodlari ve düzenli meditasyon yapilmasini öneriyoruz.
Her piramidin bir dis kenari pusula ile Kuzey – Güney tarafina dogrultulmalidir.

Başarı Kavramı
Olumlu düşünme ve davranmanın temelleri
ve piramit enerjisinin kullanımı ile başarı
Enerji piramitleri
D. Harald Alke – Biotekniker
Kyborg Enstitüsü & Yayınevi
Önsöz
Olumlu düşünce, planlama ve kişilik geliştirme üzerine bir yığın kitap bulunmaktadır. Burada Napoleon Hill’in çalışmasını vurgulamak isterim. Sanırım insanların yaşamlarını nasıl daha başarılı bir şekle sokabilecekleri düşüncesiyle profesyonelce uğraşan ilk yazar oydu.
Başarı ve mutluluk şansa bırakılmalı mı?
Kesinlikle değil! Konuya ne kadar derin yaklaşırsak, kendi yaşamımızı şekillendirmekte ne kadar payımız olduğu o kadar ortaya çıkacaktır. Elbette burada dış etkenler de var, örneğin nasıl bir ailede ya da ülkede doğduğumuz şansı. Hatta Tanrı diye adlandırabileceğimiz daha büyük güçler de vardır.
Son 20 yıldır yaptığımız araştırmalar hesaplamalarımızda yeniden doğuş olgusunu da dikkate almamız gerektiğini itirazsız kanıtlamıştır. Bu Avrupa’daki insanlara tuhaf ya da anlamsız gelebilir, ama yeniden doğuşun olmadığını hayal eden azınlıklardan olduğumuzu lütfen düşünün. Bütün diğer kültürlerin halkları bunu bilmektedir! Hatta bu gerçek İ.S. 553’te İstanbul Konsilinde hristiyanlık öğretisinden çıkarılmıştır. O zamanlar “temizlenen İncil`de” bugün bile İsa’nın ve havarilerinin yeniden doğuşa inandığının izleri vardır.
Ben sizi bu konuyla yormak ya da sıkmak istemiyorum. Ancak şu muhakkaktır: Başarılarınızın ya da sorunlarınızın nedenlerini başka insanlarda, anne-babanızda ya da yüce bir Tanrı’da ararsanız, o zaman kendi yaşamınızı kendi ellerinize alma şansını yitirirsiniz.
Benim tarafımdan geliştirilen “Geridönüş Terapisi`nde” herbir kişi en az bir kez daha önceden buraya (dünyaya) gelmiş olduğuna ikna olabilir. Yaşamınızın, son varoluşlarınızda tasarladığınız büyük, mükemmel bir plana dayanak oluşturduğunu anladığınızda, aralarındaki büyük bağlamları keşfedip kavrayabileceksiniz.
Senin yaşamın üstün bir plan içermektedir!
Bu planı tanımak ve anlamak gerekir!
Doğumumuzdan önce gelecekteki yaşamın gidişatını çoktan planlarız! Annemiz bize hamileyken olan biten herşeyi yüksek bir ruhsal düzeyde anlarız. Hangi koşullar altında tohumlandığımızı, bu gebelikte annenin kendisini nasıl hissettiğini, nasıl olduğunu, babanın müşfik olup olmadığını idrak ederiz. Bütün bunlar bizim sonraki yaşamımızın ve buna bağlı olarak başarı ya da başarısızlığımız üzerinde etkili olan öğelerdir.
Yeni yaşam için programlanmamız daha ilk saniyeden başlar.
Elbette tanrısal bir kudretin varlığını biliyorum. Ancak, bu evrensel bilincin bütün yaptıklarımızda ve planlarımızda bize tam karar verme özgürlüğü verdiğinden de eminim. Bu yüzden sorunlarınızdan dolayı Tanrı’yı suçlamak tamamen yanlış olur. Hepimiz kendi yaşamımıza neden ve sonuçuz. Her kim hesaplarına bunu katarsa, o kişi büyük bir kesinlikle başarının yolunu bulacak ve elde edecektir. Bütün yönleriyle öğrenmek için kendimizi varoluşun anlamına içten gelen inançla adarsak, bu maceralı, gizem dolu ve bazen inanılmaz derecede şaşırtıcı yaşam çok güzel olabilir.
Biz deneyim kazanmak, öğrenmek, büyük ve kudretli esere küçük bir taş daha koymak için dünya üzerindeyiz. Doğrusu yaşam heyecan verecek güzelliktedir! Bugünden itibaren bütün bilicinizle bunda yerinizi alın.
Bu sizin yaşamınız ve sürekli telaş ve evham ortadan kalktığında çok güzel olabilir! Daha önce insanlar hiç böylesine aceleci olmamışlardı. Bu ilk, saatin bulunmasıyla başladı. Ben, bu sürekli telaşa rahatça karşı koyabilirim, çünkü kendi kişisel deneyimlerden ve araştırmalarımdan, hayata sadece tek bir kez gelmediğimizi biliyorum. Hiç bir şeyde acele etmek zorunda değilim.
Evrenin bütün zamanları bizim içindir ve bunun bir parçasını da kendi kişisel yaşamımızı biçimlendirmede kullanmak elimizdedir. Evrenin akıl almaz enerji rezervleri vardır ve bu enerjiyi kullanmaya hakkımız ve gücümüz vardır.
Bu kozmik enerjiyi biçimlendirecek ve maddeye dönüştürecek şey kendi kozmik gücümüzdür.
Birçok insan için bu büyük bir düşünce sıçraması olabilir. İnanır mısınız, yıllarca yaptığım Kundalini yogasına ve Uzakdoğu spiritüel eğitim metodlarına rağmen, bu bağlantıları kavrayıp hayata geçirmem 15 yılıma mal oldu.
Lütfen beni doğru anlayın: Hiçbir şekilde sizi yabancı bir dünya görüşüne ikna etmeye calışmıyorum. Ama herşeyi bir daha düşünün: Reenkarnasyona inanan 4 – 5 milyar insanı yönlendiren şey nedir? Birçoğunun bunun için sağlam nedenleri vardır. Yalnız yaklaşık 0,8 milyar Hristiyan “hayır bu olamaz” demektedir. Aynı zamanda Hristiyanlar yeniden dirilmekten de söz etmektedirler.
Gerçekte neye inanmak istiyorsanız ona inanabilirsiniz. Bu sizin bireysel özgürlüğünüz ve hakkınız! Ama size gelecekte gerçekten yararlı olacak birşeye inanmanızı acilen öneriyorum. İşte bu büyük planın bir parçasıdır: Herkes ana rahmine düşmeden önce planladığı gibi inançlı ya da inançsız olabilir.
Yaşamınızın gidişatına kendiniz karar verirsiniz! Ve yalnızca siz birşeyleri değiştirebilirsiniz! Eğer şimdiye dek eksiklikler ve aksaklıklar olduysa o zaman nedenini araştırın. Oradan ders çıkarın ve geleceği daha iyi planlayın! Kendi hayatından başkasının suçlu olduğunu söyleyen, sorumluluğu bu insanların eline bırakmaktadır, böylece kendi yaşamının sorumluluğunu elden çıkarmaktadır. Böyle yapan kişi onun yaşamına karışıldığı ve yönetildiği zaman şaşırmamalıdır. ”Hayatımin nedeni benim!” diyebildiginiz anda, yaşamınız üzerindeki sorumluluğunuzu yeniden kazanmıs olursunuz!
Bu andan itibaren gerçekten özgür ve bağımsızsınız. Şimdi geçmişin sorunlarını, yalnışlarını ve kusurlarını yolunuzdan kaldırmalısınız. O zaman size özel, yeni isteklerinize göre bir yaşam için önünüz açık olur. Ara sıra eski sorunlar yine önünüze çıkar ama bunlar da sona erecek ve o zaman tamamen yaşamınız üzerindeki kontrolü ele almış olacaksınız.
Benim teklifimi kabul ederseniz ne kaybedersiniz? Elbette hiçbir şey. Bunu sadece deneyin. Bu düşünceyi bundan sonra temel olarak alın:
Ben yaşamımın nedeniyim ve şu andan itibaren yaşamımı kendim düzenleyeceğim.
Bu amaca ulaşmak için bu kitabın ana düşüncesini kararlıca uygulayın. Bunu yaptığınızda başarılı olacaksınız. Bunları uygulayıp şaşırtıcı ve oldukça mükemmel sonuçlar alan insanlar çok.
Sanırım şimdi bir örnek duymak istersiniz: Müşterilerimden tanınmış bir banka yöneticisi her zaman hasta olurdu ve mesleğinde daha da kötüleşirdi. 45 yaşında işnden ayrıldı ve kuyumcu oldu. 1. sınıf iş deneyimiyle dünyayı turladı ve artık değerli taşlar alıyor ve satıyor. Banka müdürü olarak geçirdiği zaman geride kaldı, planın bu bölümü tamamlandı.
Geri dönüş terapisini uygulamadan bunu hiç kavrayamayacaktı, tersine yükleriyle karaya oturacaktı. Bu kadar sorumluluk arasında hiçbir zaman bu adımı atamayacaktı. Ama onun gizli yaşam planı, keşfetmesi gereken birçok yeni şeylerin olduğunu söylüyordu. Böylece bahsettigim therapiyi yaparak hayatına açıklık kavuşturmaya hazırdı. İnsanların geri dönüş terapisini yapmaları için hasta olmayı beklemeleri gerekmiyor, erken zamanda ve sağlıklıyken yaparlarsa, bu terapiden cok daha fazla fayda sağlayabilirler.
O bugün özgür, bağımsız ve öncekinden çok kazanıyor. Özel yaşamında da özgürleşti, çünkü evliliği boştu ve sona ermekteydi. Eşi kendisinden birkaç yaş büyüktü ve onun “tuhaflıklarına” katlanamazdı. Şimdi o, kurduğu tüm hayallerinin keyfini çıkarıyor.
Başarı, hemen çok para kazanmak anlamına gelmez. Tersine, genel olarak mutlu ve kendine güvenir olmayı başarmak demektir. Bu, şansınızı yakalamanız için bir koşuldur.
Bu kişisel , bireysel başarıya ulaşır ulaşmaz, planlarınızı gerçekleştirmek ve yaşamak için gerekli para da gelecektir. Para enerji demektir, parası olmayanın enerjisi de eksiktir. Kötü deneyimler, sonradan her şeyin yolunda gitmesi için gerekliyse, hayatımızda var olurlar. Eğer üzüntüler planınızın güçlü yanını oluşturuyorsa, o zaman size benim kitabım yardımcı olamaz. Dertlerin ve yoklukların ne zaman biteceğini belirlemelisiniz. Bu başarı düşüncesiyle çalışmaya hazır olduğunuzda daha güzel, daha dolu bir yaşama başlayabilirsiniz.
30 yaşında ruhsal çöküntü içinde olan genç bir adam bir psikiyatri viziteme geldi, durumunu düzeltmeyi umuyordu. Sosyoloji okumuştu, diplomasını almadan kısa bir süre önce çökmüştü ve başka birşey yapacak gücü yoktu. Psikiyatride anlamsız bir yıl geçirdikten sonra kendini topladı ve enerji eğitimi görmeye başladı. Sonra onu sağlıklı ve mutlu yapacak bir plan üzerinde durduk. Bugün apayrı bir kuruluşta bahçıvan olarak çalışıyor, bir endüstri firmasının bahçe yapım bölümünü idare ediyor ve yanı sıra bir bahçe yapım firmasını işletiyor. Kendisi şimdi sağlıkl ve, iyi bir kondisyonda; ayrıca sempatik, yaşamdolu bir eşi var. Yaşamını kendi kararıyla düzene soktu. Bir gün hayatı konusunda yeni ve başka fikirlere sahip olana kadar, bu onun kişisel başarısı oldu. Bu durumda önemli olan, kendi eksikliklerini bilmesi ve başta ona çok zor gelse bile sonuçta doğru olanı yapmasıdır.
Hayatımızın yönü birçok kez değişikliğe uğrayacaktır ve biz buna hazırlıklı olmalıyız. Günümüzde gelişimde öyle hızlı adımlar atıyoruz ki, herbirimizin yaşamında son 50 yılda gerçekleşen şeylerden kat kat daha fazlasıoluyor.
Yaşam birdenbire size daha önce gizlice düşlediğiniz yeni olanakları sunduğunda bunun için hazır olunuz!
BU KİTAP ÜZERİNE
Bu önsözden sonra yaşamınızı tamamen yeni bir yola sokmaya yetecek kısa, sistemli geliştirilmiş bir düşünceye sahipsiniz!
Bugün hemen hemen hepimizin zamanı kısıtlıdır. Eminim siz de bu durumdasınız. Bu nedenle uzun, kalın kitaplar yazmak bana yanlış görünüyor.
Bu konsept geleceğin banka müdürlerinin ve yönetici kadrolarının yetiştirildiği Montabaur Akademisi için geliştirildi. Bu beylerin hiçbirinin fazla zamanı yok, özellikle de kaybedecek hiç zamanları yok.
Dışarıdan bakıldıgında, birinin banka müdürü olması ve evine önemli miktarda gelir götürmesi çok ilgi çekici olabilir. İşlerini ciddiye aldıklarında bu adamların taşıdıkları ağır sorumluluklar üzerine konuşulduğunda, çoğunun günde 14 saat ve daha fazla, ayrıca hafta sonları çalıştıklarından, sağlıklarını ve özel yaşamlarını bozduklarından çok az söz edilir.
Kuşkusuz bu insanlar da büyük oyunun tam bu parçasını seçmişlerdir. Onlara acımamız ya da imrenmemiz gerekmez. Ama idare alanında sürekli bir düşünce değişikliği olmalıdır; çünkü bu insanların calışma kapasiteleri sınırlarını zorlamaktadır.
Sağlıklı bir toplum için sorumlulık gerektiren pozisyonlardaki insanların önemi büyüktür. Çünkü onların kararlarından milyonlarca insan etkilenir. Burada doğru kararlar ekonomik güven anlamına gelir ve eksik kararlar binlerce işyerinin zararına yol açabilir.
Bu nedenle de benim başarı konseptim kısaca ve özlü olarak yeni fikirler vermek icin oluşturulmuştur. Sizin değerli zamanınızı harcamadan bütün esasları kısa bir zamanda aktarmak istiyorum. Ayrıca anne ve babalarımızın bize yaptığı gibi, hazır pişmiş yemek gibi herşeyi tamamlanmış bir halde önünüze koymak istemiyorum. İşin en önemli kısmını kendiniz yapmalısınız!
Bu kitabı dikkatlice inceleyin, kendi düşüncelerinizi geliştirin, gündelik yaşamla paralellik kurun, tezlerimin doğruluğunu pratikte sınayın, düzenli olarak uygulayın, onun hakkında meslektaşlarınızla konuşun, mesleki durumunuzu düzeltirken de aynı zamanda herkesin yararına aktif olun.
Bu kitabı oluştururken de yeni yollara başvurdum. Bir metni resimleriyle birlikte algılarsak, okuduğumuzu sonradan daha iyi anımsarız. Böyle bir öğrenme sürecinde beynin her iki yarısı da aktive edilir. Sol beyin bölümü metnin anlaşılmasını üzerine alır; sağda ise sezgiler resimleri işler.
Buna şipşak resimlerin anlık ?????? karşılık gelir, cünkü burada ???????? payımızı düşünmeliyiz. Ne zaman resimleri, duyguları, sesleri ve ezgileri rasyonel bir sekilde beynimizde anlamlı bir bağlantı kurarak canlandırabilirsek, o zaman yaşamımızı başarıyla yöneteceğiz! Örnegin çiçekler bizim için teknikten daha önemlidir. Betonsuz yaşamımızı sürdürebiliriz ama doğal besinler olmadan sürdüremeyiz, bazı büyük güçler bu fikri kafamıza yerleştirmeye calışsa bile.
Beyin kapasitemizin tamamını kullanmayı öğrenmeliyiz!
Bunu başaramazsak, gelişen teknolojiye karşı karaya oturacağız ve acınacak şekilde sürüneceğiz. Şimdi bize sorun çıkaran şey, cok sıkı bir mantık ile planlanan dünyamızda, sezgilerimizin gücünün görmezden gelindiğidir.
Yalnızca, sezgisel özelliği olan sağ beyinimiz global planlar yapma ve binlerce etkeni biraraya getirme yeteneğine sahiptir. Yalnızca sezgilerimiz yoluyla geleceği planlayabiliz ve bunun için akılcı düşüncelerin korkunç zararlarının üstesinden gelmeliyiz. Sezgiler çıkar gözetmez, çünkü evrende bitmez tükenmez enerji kaynaklarının bizim kullanımımıza sunulduğunu düşünün!
Aramızda kalsın: Kim bir görevle yüzleşir ve onu halletmeden bırakırsa, bir sonraki yaşamında bu görevi tekrarlamak zorunda kalır. Bu zevkli olur mu bilmem. Ben şimdiki yaşamımı efektiv bir şekilde yaşamayı ve zevkini cıkarmayı yeğlerim!
Olumlu düşünce bir bütün olarak ele alınmalıdır, yoksa bir yanılsama olur!
“Bazı özel tecrübelerin yaşamasına izin vermezsek, hiçbirşeyi gerçekten değiştiremeyiz. Konuşmak yerine pratikte birşeyler yaşamalıyız” Stanısher Grof
BAŞARILI BİR YAŞAM İÇİN 8 DİREKTİF
1.
Yaşamımda olan herşeyin nedenleri benim kendi düşünce, duygu ve davranışlarımda yatıyor.
Bu ne demektir?
İnsan gelecekteki yaşamını doğmadan önce planlıyor, çünkü yaşamımız doğumla başlamıyor ve ölümle bitmiyor. Ruhumuz ölümsüzdür ve başka bir hayatta yeni bir bedene bürünebilir. Emin olun ki yaşamınız önceden planlanmıştır, hatta geçerli bir plan içermektedir! Bu planı anlamak ve yerine getirmek gerekir!
Başıma her ne gelirse, hepsinin nedeni benim!
2.
Düşünce ve duygular benzer düşünce ve duyguları çekerler! Böylece birbirlerini güçlendirirler!
Bu ne demektir?
İnsanlar kendi düşüncelerini teyit ettirmeye meyillidirler. Haklı olup olmadığımızı bilmek isteriz ve eğer haklıysak seviniriz. Bu yüzden açık ve gizli düşüncelerimizi, dileklerimizi ve umutlarımızı güçlendirecek insan grupları ararız! Böylece yaşamımız, olması gerektiğini düşündüğümüz şekilde gider. Bununla birlikte tamamen yabancı ve bütünüyle yeni düşünce ve duyguları kabul etmekte çok zorluk çekeriz.
Benzer şeyler birbiriyle iyi anlaşırlar!
3.
Olumsuz anılar içimizde kötü duygulara yol açarlar.
Bu ne demektir?
Olumsuz bir olay geride kalmış olsa da, hafızamızın etkisi güçlü olabilir. Benzer düşüncelerin bir araya gelmesi birbirini güçlendirdiğinden dolayı, olumsuz duygulardan ve sözlerden sakınmalıyız. Olaylardan ve başka insanların konuşmalarından güç alsak da, doğru yolda kalmamız için negatif düşünce ve duyguların güçlenmesine izin vermemeliyiz. Örneğin bir kaza yapma korkusu dikkatsizliğe yol açar ve bu da gerçekten bir kaza yapamamızı sağlar.
Karamsar düşünmek katlanılması güç sonuçlar getirebilir!
4.
Olumlu düşünmek bize güç ve iyi duygular verir.
Bu ne demekir?
Bir kazayla sonuçlanan bir olayı olumsuz düşüncelerin gücü nasıl tetiklerse, olumlu düşünceler de güçlendirilir! Sorunlarımız olduğunda iç desteğimiz olabilirler. Olumlu duygular karşılıklı olarak birbirlerini güçlendirirler ve bizi amacımıza normalden daha çabuk ulaştırırlar. Bir firma yönetimi, kendi çalışanlarının işlerine yaramadığı düşüncesinden hareket ederse, kısa ya da uzun bir süre sonra bu gerçekleşir. Buna karşılık birlikte çalışılan kişilere ilişkiler ve terbiye yolunda saygın kişiler oldukları hissettirilirse, ciddiye alınırlarsa ve size değerli yardımları olacağına inanılırsa, bu da gerçekleşecektir.
Bu nedenle sürekli topluluklar da bir araya gelmektedir. Daha önceleri ilk insanların av toplulukları vardı, bugün endüstriyel ortaklık ve bağlılıklar ya da spor kulüpleri vardır. İnsanlar amaçlarına ve daha fazla başarıya ulaşmak için biraraya gelirler.
“Övülecek işler yapmak için burada toplandık” Goethe
5.
Dikkat, düşünce kontrolü, kararlılık, sabır ve soğukkanlılık uzun vadeli başarımız üzerinde etkilidir.
Bu ne demektir?
Dikkat bizi belli bir şeyin üzerine yönelten güçtür. Bize önemli şeyleri ya da olayları gösteren içsel güvenliğimiz ve komutlarımız vardır. Bunları içgüdü olarak adlandırıyoruz. Dikkatimiz neyin üzerine yönelirse, onun hakkında karar veririz. Karşı cinsten çekici bulduğumuz bir kişi güneşte parlayan bir altın parçası gibi dikkatimizi çeker ya da tehlikeli biçimde hızla gelen bir taşıtın gölgesi dikkatimizi aynı şekilde çeker. Dikkati elden kaçırırsak, şansımız döner ve tehlikeye gireriz.
Düşüncelerimizin kontrolü bilincimizin geliştirmeniz gereken bir bölümüdür. Düşünce kontrolü öncelikle eğitimle sağlanır. Neyin iyi neyin kötü olduğunu, neyi yapmamız neyi yapmamamız gerektiğini öğreniriz. Kendi görüşlerimizi geliştirmek için bu komutları sınamalıyız, yoksa atalarımızın her zaman kölesi oluruz! Eğitilmiş düşünce kontrolü dikkatimizin neye yöneleceğine karar verir.
Bilinçli düşünce kontrolüyle, ilkel zamanlarda içimizde yer etmiş olan içgüdülerimizden uzaklaşabiliriz. Aynı şekilde anne-babamızın bize öğrettiği toplumsal kurallardan da kurtuluruz. Bu şekilde içimizde programlanmış komutlar sayesinde otomatik olarak değil, bilinçli tepkiler veririz. Ancak bu yolla boş yaşamdan kaçınırız, şansı ayırdederiz ve günlük tehlikelerden kendimizi güven altına alırız.
Bu yalnızca bilmekle de yapılmaz! Amaca ulaşmak için azme gerek duyarız. Azim, bir görev içinde kalmamız ya da kötü bir isteğe kararlıca karşı durmamız anlamına gelir. Örneğin çekici bir insanla karşılaştıgımizda onu bir bakışta fethetmeyiz, tersine, azimle gerçekten şansımız olup olmadığını ve onun gerçekten doğru eş olup olmadığını anlamaya çalısırız.
Aynı şekilde tütünün zararlı olduğunun bilinmesine karşın sigara içen insanlarla birlikte sigara içmeye kararlılıkla karşı koyabiliriz. Kararlılık bir bakıma dikkafalılık anlamına gelir. Doğru yolda olup olmadığımızı yalnızca böyle öğreniriz.
Sabır sözcüğünü farklı algılıyorum ben. Sabır bana göre, haklı olduğumuzu bildiğimizde gerek duyduğumuz güçtür. Doğru yolda olduğumuzdan emin olduğumuzda, bizi bazen kuşkuya düşürebilecek durumlar olabilir. Tam o zaman ileri gitmek için sabra gerek duyarız. Ancak amacımıza böyle ulaşırız.
Peki ya rahatlık? Kararlılık açıkça dikkafalılık olabilir. Bu olduğunda, kişi amacına kilitlenir ve gerçek görevini gözden kaçırabilir! Ancak tanıklar önünde “şuradaki otomobil harika” dediğimde onu almam gerekmez. İçine oturduğumda belki ne kadar rahatsız olduğunu farkederim. Sabır da da aynıdır. Bir şey cok uzun sürerse araya soğukluk girebilir. Böylece aynı şekilde amacımızı gözden kaçırabilriz.
Bu yüzden, sakin ve kontrollü bir sekilde amacımızı takip edebilmemiz icin belli bir rahatlık içerisinde olmalıyız. Amacı belirledikten sonra, kararlılık rahatlıkla birleşerek bizi en hızlı biçimde başarıya ulaştırır. Burada ilk varan başarılı sayılmaz, tersine, başarısını gerçekten yararlı bir şekilde kullanmayı bilen başarılıdır.
Son gülen iyi güler.
6.
Bazı nefes alma teknikleri bize güç verir ve negatif duyguların üstesinden gelmemizde yardımcı olur.
Bu ne demektir?
Soluk bedeni, ruhu ve canı bağlar.Soluk bize besinleri yakmak için gerekli enejiyi verir. Aynı zamanda soluduğumuz havayla, bedenimize özel enerji alanlarını korumak için gerek duyduğumuz en küçük enerji parçacıklarını da alırız. Asya kültüründe bu enerjiye “Prana” adı verilir. Bu enerjiyi açık ve duru havada minicik kıvılcımlar olarak parlarken görebilirsiniz. Prana parçacıklarının kendine özgü enerjileri vardır ve güneşin ışınlarına ya da yerçekimine bağlı değildirler. Bununla birlikte güneş ışınlarıyla yeryüzüne ulaşırlar ve güneş enerjisinin temsilcileridir, hayatımızı yönlendirir ve bizi hayatta tutarlar.
Soluk almak da yaşamımız için büyük anlam taşır. Düşünün yalnızca 2,5 dakika havasız yaşayabiliriz. Ölümle aramızda, oksijen tükendiğinde yalnızca 2,5 dakika var. Heyecanlandığımızda daha derin ve ağır soluruz, korktuğumuz zaman boğazımız tıkanır, sevinçli olduğumuzda gevşek ve serbest soluruz, fazla çalıştığımızda düz ve sıkıntılı soluruz.
Doğru nefes alma teknikleriyle yeterince oksijen alırız ve ayrıca duygularımızı düzenleme olanağı kazanırız, çünkü ikisi birbirini etkiler. Çok çalıştığımızda istek kalmaz ve soluma sinirlice olur. Sürekli stresli olanın enerjisi, sabrı, cesareti ve başarısı eksik olur.
Derin ve sakin nefes aldığımızda, özellikle aşağıya, kasılmış karnımızın içine doğru, otonom sinir sistemimizi sakinlestirir ve yeni güç elde ederiz.
Kundalini yogasında bir enerji tekniği olan ateş soluğu ile beynimize enerji akışını düzenliyoruz ve çabucak canlanıp diriliyoruz. Ateş soluğunda, çabuk ve kısa kısa diyafram soluğu sözkonusudur. Bunu hızlı koşan bir köpekte gözleyebiliriz. Hayvanlardan farklı olarak lütfen burnunuzla soluyun. Bu soluma tekniğinde bedende enerji uyumu çok çabuk olmaktadır. Araştırmalar ateş soluğundan bir dakika sonra beyinde alfa dalgaları ortaya çıktığını göstermiştir. Bu uyumlu sakin beyin fonksiyonu için şaşmaz bir işarettir. Bu ve diğer soluma teknikleri benim tarafımdan geliştirilen enerji eğitiminin bir parçasıdır. Uygun eğitim kitaplarını ısmarlayabilir ya da Kyborg Enstitüsünde ilgili seminere katılabilirsiniz.
Özgür soluk, özgür yaşam – Özgür soluk bize güç verir!
7.
Birlikte ritmik nefes almak, sağlam bir grup duygusu geliştirir, çünkü nefes ve kan dolaşımı yaşamımızın temelleridir. Soluduğumuz havayı çevremizde yaşayan ve çalışan herkesle paylaşırız.
Bu ne demektir?
Havasız yapamayız, yoksa ölürüz. Soluduğumuz havayı bütün varlıklarla paylaşırız. Her bir varlık kendine özel bir feromon yayar. Bu, nörotransmitter işlevi görüren bir kokudur. Bu koku vasıtasıyla içgüdüsel olarak çevremizle o anki ruh durumumuzu paylaşırız. Kiliyi temizleme alışkanlığımız, gittikçe kendi doğallığımızdan uzaklasmamıza neden oluyor. Günümüzde bütün doğal kokuların yerini deodorantlar almıştır, böylece kimyasal kokuları artık normal buluyoruz.
Bir paylaşım kurmak için nefes ve ritim temel öğelerdir. Daha önceki kültürler ve eski insanlar da bunu bilirlerdi. Üzerinde fazla düşünmezsek bunu biz de biliriz. Birçok insan bayramlara, dans toplantılarına ve müzik şovlarına karşı bir çekim hissederler. Hepsinin temelinde ortak ritm yatar. Eski şamanlar bu bilgiyi dini tören danslarında kullandılar.
Hint yogileri bu tekniği düzelttiler ve ortak ritmik solumaya indirgediler.
Psikolojik araştırmalar, birlikte koordineli nefes alma sonucunda o gruptaki insanların beyin frekanslarının birbirine uyumluluk sağladığını göstermiştir. Bu şekilde senkronize nefes alma çalışmalarıyla, bir grup ya da topluluk icinde daha çabuk bir konsens oluşturulur, tek başımıza yaptığımızda bu kadar çabuk sonuç alamayız. İç uyum karşılıklı anlayış için şarttır.
Örneğin büroda yorgun ve ağır biçimde soluyan biri diğerlerini de etkiler ve sıkıntılı bir ruh durumuna yol açar. Bununla birlikte oradaki yaşam dolu ve rahat biri diğer is arkadaşlarına da cesaret verir ve neşelendirir.
Yalnızca feromon ya da duyguların değil, bilakis düşüncelerinde aktarıldığını bir düşünün. Tek tek ve harfiyen aktarılmayacaksınız, anlam olarak aktarılacaksınız. Karşımızdaki insanin ruh durumunu genelde hissederiz. Örneğin şefimizin aslında ne istediğini kimse bilmezse o iş ortamı kaosa dönüşür. Bu bilgiyi bilinçli olarak duruma uyarlamak istersek o zaman işe, enerji eğitimi ve uyumlu nefes alma tekniklerinin uygulandıgi bir takım çalışmasıyla başlamalıyız. Takımımızla ortaklaşa yaptığımız nefes alma ve konsantre çalışmaları, efektif, sakin ve konsantre bir iş ortamı için iyi bir başlangıç olur.
Bir takımın bütün üyeleri düzenli olarak kendi başlarına da alıştırma yaptıkları taktirde, ortak iç uyum yine sağlanır. Bu şekilde üzerinde çok konuştuğumuz ve yine de hiç kimsenin anlamadığı problem konulardan kurtulmuş oluruz.
Asya’da özellikle Japonya`da, Çin ve Kore’de her yönetim kadrosunun böyle bir eğitimden geçtiğine dikkatinizi çekerim ve ayrıca Japonya’nın, Çin’in ve Kore’nin birçok fabrikasında her bir bölümün bütün çalışanları hep birlikte eğitimden geçirilirler.
Bunun üzerinde istediğiniz gibi düşünebilirsiniz ama ben size şunu söyleyeyim, oradaki çağdışı, ilkel, endüstri koşullarında bu çeşit yöntemler olmasaydı, bu şaşırtıcı sonuçlar hiçbir zaman alınamazdı. Mao Tseturg vaktiyle tamamen sert, çok sert ve tutucu bir kültüre sahip olan 600.000 Çinli’yi ortaçağın karanlığından yeni çağa getirdi ve bunu yalnızca 20 yılda başardı. Bu esnada hatalar da elbette yapıldı, bu başka bir konu.
Davranışlarınıza dikkat edin, çünkü soluduğunuz havayı ve düşüncelerinizi davranışlarınız dolayısıyla diğer varlıklarla paylaşıyorsunuz.
8.
Delfi’de Apollon Tapınağının kapısındaki kehanet şöyledir:
Dış kapıda:
“Kendini tanı!”
İç kapıda:
“Tanrıyı tanıyabilmen için varolan herşeyle kendini özleştir!”
Son cümlenin bir çok anlam içerdiğine dikkat edin.
BAŞARILI BİR YAŞAM İÇİN DÜŞÜNCELER
1.
İnsanın doğasından iyi olduğu düşüncesinden yola çıkarak başlayın. Bu esasen sizin de iyi olduğunuz anlamına gelir.
Ben iyiyim. Sen de iyisin.
2.
Olumsuz olaylar insanları aslında olumlu olan baslangıç noktaları ile ilgili kuşkuya düşürür. (mesela doğum travması, kazalar, cezalar, uyarılar, şoklar gibi)
Ben iyi değilim, sen de değilsin.
Biz iyi değiliz.
3.
Yaşamımızdaki bağlantıları ve güdülerimizi kavrayabilirsek veya başkalarına bu konuda yardımcı olabilirsek, her şeye doğru ilişkide bakmayı öğreniriz. O zaman yargılarımız ve değer ölçülerimiz değişir. Sorunlar çözülür ve daha çok yaşama sevinci elde ederiz. Bu şekilde hem bizim için hem de yardımcı olduğumuz insanlar için yaşam daha başarılı ve mutluluk verici olur.
Birlikte anlaşmayı öğrenelim.
O zaman iyi oluruz.
4.
Bir insana pozitif bir duygu verirseniz, normal olarak kendini benimsenmiş ve anlaşılmış hisseder. Bu şekilde kendisine getirilen önerileri kabul edip gerçekleştirmeye meyilli olur, ayrıca kendisi de “çorbaya tuzunu katmak” icin bundan cesaret alır. Bundan sonra sorumluluk almaya ve angaje olmaya hazırdır.
Onaylanma ve güvenme önemli başarı öğeleridir.
5.
O halde bizi ilerleten kendimize olan inancımız, şansımıza ve olanaklarımıza olan inancımızdır. Bizi engelleyen ise kötü deneyimler ve bunlardan sonuçlanan kuşkulardır.
Kendine ve gücüne inan.
6.
İyi bir cevre ve pozitif yapida insanlarin arasinda yasiyor ve calisiyorsaniz, kendinizi iyi hissedersiniz. Bu yüzden çevrenizi ve ilişkilerinizi motivasyonunuzu yükseltecek şekilde biçimlendirirseniz ve seçerseniz, iyi yaparsınız.
Pozitif yapıdaki insanlar hoş çağdaş kişilerdir. Kendilerine çok güvenirler, cesaret sahibidirler, sözlerinde ve eylemlerinde sonuç alıcıdırlar, kendi fırsatlarını kendileri yaratırlar, sorumluluk alırlar ve başkalarını rahatsız etmezler. Pozitif yapıdaki insanlar aynı zamanda daha iyi de müşteridirler. Kendilerini doğru değerlendirir, sözleşmelere ve anlaşmalara uyarlar. Her dürüst iş adamı bunun değerini bilir. Doğal olarak dolandırıcılıkları daha çabuk sezerler ve daha az kandırılırlar, bu da kimsenin gerçekten ihtiyaç duymadığı ürünlerle başkarının emeklerini kullanmaya çalışan insanların zararına olur. Birçok insanın dürüstlük ve düzgün davranma konusunda sorunları olduğu için, pozitif düşünce çok fazla genişletilmiştir. Kendimize özgü kötü alışkanlıkları aşmak kolay değil.
Herkes kendi kapısının önünü süpürsün.
Grup görüşmelerinin ve seminerlerin büyük önemi vardır. Böylece birbirimizi karşılıklı daha iyi tanırız ve bir takımdaki bütün çalışanlar kendilerini ve görevlerini daha iyi anlamayı öğrenirler. Lütfen dikkat edin, biz bu temel bilgileri bir okulda ya da üniversitede öğrenmiyoruz. O zaman nasıl optimal bir davranış gösteremeyi bekleyebiliriz?
Günümüzde hala birçok şirket müdürünün bu tür seminerleri gereksiz görmeleri şaşırtıcıdır. Modern endüstri toplumunun isteklerini, onun çeşitliliğini dikkate aldığımızda yalnızca pratikte öğrenemek mümkün değildir. Elbette bu tür seminerler nitelikli kişiler tarafından bütünlüklü bir içerikle vermelidir. Geleneksel psikoloji burada yine yetersizdir. Bu tür seminer ve eğitimler masraf değil, firmanin geleceği için bir yatırımdır. Microsoft firması yükselen bir grafik gösteriyor ve bu tür eğitimleri içtenlikle ciddiye alıyor. Buna karşılık serbestlik adı altinda firma müdürleri ve seminer başkanlarının temel eksiklikleri ve seminerler konusunda ciddiyetsizlikleri durumu kötü bir sonuca dönüştürüyor: IBM’in VW’nin, Mercedes ya da Alman çelik endüstrisinin felaket durumunu görüyorsunuz. Dünya pazarının kötüleşmesini bahane olarak göstermeleri gülünçtür, bu şirketlerin iflasları kendi yönetiminde yatıyor. Hala son dünya savaşı ve savaş sonrası dönemde kalmiş bazı insanlar, beceriksiz stratejileri nedeniyle ekonomik yıkımlara neden oldular.
Modern pazar ekonomisinin gelişimiyle girişimlerin büyüklüğüne göre her ay ya da en azından 3 ayda bir şirketin gelişimi üzerine bir bilanço sunmak zorunda olunduğuna dikkat ediniz. Sorumlu hissedarlar, başkanlar ve firma yöneticileri düzenli olarak olumlu bilançolar görmek isterler, yoksa rahatsız olurlar. Bu nedenle, yatırımlar ya da ekonomik değişimler hiç kazanç getirmese bile, her yeni bölüm şefi ya da her müdür, kendisi tarafından kontrol edilen bölümde en geç 3 ay sonunda “pozitif” bir gelişimi hedeflerler.
“Yükselenin” sevinci bir bilançodan bir sonrakine kadar ancak sürer. Böyle yetersiz geçici sonuçlarla “dinamik yönetim güçleri” “sizin” olumlu bilançonuzla daha yükseklere çıkmak arzusuna kapılırlar, bu geçici sonuç gidişinizden 3 ay sonra yeni bir firmada kırılmış olsa bile. Doğru söylemek gerekirse bu insanlar başkalarının sırtından “bol keseden” yaşarlar. Buna karşılık Uzakdoğu’da müdürler kuşakları kapsayan bir düşünce biçimine sahiptirler. Bir Japon firması 50 yıldır bir stratejiyi uygulamaktadır. Bununla karşılaştırıldığında batının 3 aylık bilançosu kısa vadeli bir taktiktir ve strateji değildir. Batılılar gerçeği görmezse, Japon rekabetinin tam neyi amaçladığını hiç öğrenemeyecekler.
Bu anlamda Çinlileri daha ciddiye almak gerekir, çünkü Çin sistemi derinlikte daha büyük, daha olgun ve sürekli başarıda kalıcı bir sistemdir. Şimdiye dek Çinli’lerin dünya pazarında parlamaması gerçeğinden hiçbir sonuç çıkaramayız. Çin şimdiye dek tam olarak tahmin edilemeyecek şekilde gelecekte dünya pazarının düzenleyici etkeni olacaktır (bu satırları yazdıktan yaklaşık 4 hafta sonra Alman başbakanı Kohl ve 40 ekonomi patronuyla Çin’e gittim).
“Bugün kafasını kuma gömen, yarın dişlerini gıcırdatır.”
Başarılı bir strateji için temel düşünceler
Durumumu gözden geçiriyorum.
Davranış nedenlerimi gözden geçiriyorum.
Amacıma uygun bilinç geliştiriyorum.
Köhne düşüncelerden ve koşullardan ayrılmaya her zaman hazırım.
Kendi becerilerinizi, özellikle ruhsal yeteneklerinizi, arzularınızı ve duygularınızı inceleyin!
Oynayarak öğrenin, “ineklemeyin”
Zor kullanmayın, yumuşak olun
Motivasyonun geliştirilmesi, teknik değişikliklere karşılık daha iyi sonuçlar verir
Kendi güçlerinizi tanıyın ve bu yönde çalışın
Başarılı olun ve başarılı kalın!
Kendi güçlerimizin abartılması hata yapmamıza yol açar. Zayıf özelliklerimizin mutlaka zayıf noktalarımız olması gerekmez.
Başkalarının övgüsü ya da eleştirisi yeni bir gerçeklik veya yeni bir banka hesabı getirmeyecektir.
Başarı benim için ne demektir? Başarı benim amacıma ulaşmam ve böylece kendimi iyi hissetmem, yaşamımın tadını çıkarabilmem demektir.
Başarılı insanlar kişilik yapılarının, davranış biçimlerinin ve etkinlik alanlarının birbirine uygunluğu ile daha az başarılı insanlardan ayrılırlar.
Başarılı insanlar tamamen kendileridir. Daha az başarılı insanlar kendilerinin gercekte içten benimsemediği ve kendilerine ait olmayan şeylerin imitasyonuyla yaşarlar.
Başarılı insan olmak için bir birim yoktur, onlar tamamen kendine özgüdürler ve varolan şablonlara uymazlar.
CORPORATE IDENTITY (birlink ruhu)
İlkeler ve hedef tanımı frima başarısı için önemli koşullardır. Çalışanlar amaçlarını bilmeli ve onunla özdeşleşmelidirler. Bu yalnızca bir firma için değil, bir aile ya da arkadaşlık için de geçerlidir.
… bu yabancı bir kavram oldugu icin, Alman girişimcilerinin bu kavramı neden tanımadıkları açıklığa kavuşmuştur. Anlamı şudur: Yaşamda belirli bir amacı olmayan, herhangi bir amaca ulaşamaz.
“Alman endüstrisine milyarlarca iş siparişi verdik, ama hiç kimse gelmedi. İnsan bunu bir türlü anlamıyor. Herhalde çok uzaktayız.”
Malezya ekonomi bakanı, ekonomi dergisi WISO’da 1999 Eylül’ünde böyle söylemiştir.
İnsan bunu anlayabilir:

Microsoft firmasının personel gelişiminin açıklanması:
Takım bireylerine kendini geliştirmesi için özgürlük verilmeli.
O zaman her çalışan sürekli yeni öğeler getirecektir. Günlük işlerde takdir görmek özellikle önemlidir.
Microsoft 10 yıl içinde % 1-500’den fazla satış büyümesi sağlamıstır.
Bu kitap Micro-Software ile birlikte hazırlanmıştır. Microsoft, Kanada’da 68 kuşağının hippileri tarafından kuruldu. O zamanlar Woodstock yakınlarındaydılar ve ruhsal eğitimlerini LSD ile geliştiriyorlardı.
IBM’in 1993 yılı satış kaybı milyarlarca ABD doları.
Woodstock Harvard’ı 3. turda yeniyor.
Alman okullarında öğretilen bilgi, yaklaşık 30 yıl geriden geliyor.
Oğlumun gittiği okulda 6. sınıftan itibaren 300 öğrenciye sadece 10 adet – tabii ki çok seyrek kullanılan – eskimiş oyuncak bilgisayar hizmet ediyor. Malzeme o kadar kötü ki, ne öğrencilerde ne de öğretmenler de kullanma isteği var.
5. sınıftan itibaren “tabii ki” bilgisayar kullanımı yok ve mezun olan sınıflarında “tabii ki” buna yetkileri artık yok, çünkü “bunu sorunu çözmek için zaman yoktur” ve bilgisayarlar daha çok öğretmenlerin özel bir zevki haline gelmiştir ve eğitim planının bir parçası değildir. Ortason sınıflar için yalnızca bir gönüllü iş grubu vardır ama bu pek gerçeğe dönüşmez! Çünkü zamanları yoktur ve “başka işler daha önemlidir”. Japonya’da her çocuğun 2. sınıftan sonra kişisel bilgisayarı vardır, çocuklar kreşte çoğunlukla oynayarak öğrenirler.
Politikacılarımızın ve yönetici güçlerimizin neden olduğu bütün “afetlerin” hesaplarını biz ödeyeceğiz.
Amaçlar aşağıdaki özellikleri kapsamalıdır:
Anlamlı, motive edici, gerçekçi, sağlam, ulaşılabilir, ölçülü, aşamalar şeklinde, zamanla sınırlı, esnek, olumlu, şimdiki zamanda, son biçimini almış, açık görüşlerle ve duygularla.
İçimizdeki kesinlik dışaridaki kanıtlardan daha değerlidir.
“Düşüncelerim ve duygularım, bitmez tükenmez kozmik enerjinin maddeleştiği biçimlerdir”
Arzularınızda dikkatli olun, gerçek olabilirler!
Az başaran eskiye takılıp kalır, çok başaran daha özgürdür.
Çok başlangıç yapan önce eskiyi terketmelidir ki yeni birşey gelebilsin.
Eski durumlar bana artık yeni birşey sunamıyorsa, onu içimde bitirmişsem, hemen yeni birşey, daha değerli birşey beni bulur.
Evren boşa dönmez.
Sorumluluğunuzu bilerek düşünün, hissedin ve davranın.
Sürekli düşünce kontrolü:
Davranış bilinci
Sorumluluk bilinci
Kendine güven
Bilimadamları artık endüstriye koşulsuz fahişelik yapmamaları gerektiğini ne zaman anlayacaklar? İyi vicdanlı bir adam nasıl Pestisid ya da Plutonyum gibi onbinlerce yıldır bütün canlıları tehdit eden bir zehri üretebilir? Bunlar nasıl adamlar ki dünyanın şimdiye dek hiç görmediği öldürücü, sentetik zehirle içme suyumuzu ve kendi geleceklerini insafsızca tehdit ediyorlar?
İnsan nasıl yaşama alanının yokedilmesine milyarlarca lirayı yatırabilir?
Atom çöpü nedir bilir misiniz? Uzun yaşayabilmemiz için süre olarak nitelendirirsek Neandertal’lerin zamanından kalan çöplere kadar dikkat etmemiz demektir.
Positif düşünmeyi öğrenmek icin yeterli bir neden değil mi?
Birçok insanda çağımızda Midlifecrisis artık 30’lu yaşların başında başlıyor. Hormonal bozuklukların yanı sıra depresyonlar, ağır konsantrasyon eksikliği ve yaşam zorlukları saçları ağartıyor, döküyor, yaşama gücünü azaltıyor, herşeyi bitiriyor daha herşey başlamadan önce. Bunun nedenini umutsuz bir politika mı, yozlaşma mı yoksa çevre ve gıda zehirlenmesi mi? Bilim adamlarımız buna ilerleme diyorlar. Neandartel’lerin yaşam süresi zaten maksimum 45 yaşına kadardı.
Yapıcı düşünmeye ve davranmaya karar verirseniz, bahsettiğim yöntemleri sistemlice uygularsanız o zaman sizin ve çocuklarınızın şansınız var. Çünkü tek şansımız bilincimiz ve ruhsal gücümüzdür.
Bu kitapta nasıl daha iyiye gidebileceğimizin ipuçları vardır. Nasıl daha kötüye gidebileceğimiz ise hergün gazetelerde yazıyor.
Olumsuz düşünceler bit gibidir, kendiliğinden çoğalırlar. Bunu durdurmak için bir şey yapmamazsanız, bu onların büyüyüp çoğalabilmesi için yeterli zemindir.
Olumlu düşünce, sorunu yok saymak anlamına gelmez. Olumlu düşünceleri bilinçli olarak sürekli aktif tutmalıyız ki, güçlenip kendilerine yer edinsinler. Kötüyü bir meydan okuma olarak görelim! Eviniz kirlenince nasıl temizliyorsaniz, kafanızın içini neden temizlemeyeceksiniz?
Dünya bensiz de ilerliyor…
Ama benimle daha iyi ilerliyor!
Herkes değiştirilebilir, ben de…
Ama ben yaşama hakkımı, onaylanmayı, sevgiyi, refahı şimdi istiyorum.
Sürekli yinelenen düşünceler alışkanlık yaratır. Sürekli yinelenen alışkanlıklar karakteri oluşturur. Yineleme davranışlarımız yazgımızı belirler!
Düş ile gerçek arasında artık ayrım yapmayınız.
Her düşünce gerçekleşir.
Düşüncelerin etkisi o ana dek varolan dünyayı değiştirir.
Emin olunuz:
Düşünerek, bu dünyayı bile değiştiriebilirsiniz.
Doğruyu düşünün!
Sizin düşünceleriniz kendi duygularınızın nedenidir
ve
düşüncelerinizle duygularınızın toplamı sizin gerçek yaşamınızdır!
Yaşamınızı şansa bırakmayınız. Bugünden itibaren bilinçli planlar yapınız. Zaten böyle yapıyorsunz, fakat farkında olmadan yapmaktansa, farkında olarak yapmanız daha yararlı. Böylelikle “farkında olmadan” yaptığınız hataları en aza indirgeyebilirsiniz.
“Ben kararlarımın toplamıyım”
en küçük detayına kadar hayal ettiğimiz düşler = memnun edici sonuçlar
Geçen 20 yılda sorunlara olan duyarlılığın arttığını izledik.
Şu an var olan dünya ekolojisinin ve dünya ekonomisinin sorunları ancak sorun çözme bilincimizi yükseltebilirsek çözülebilir!
Ekoloji ve ekonomi alanlarında gelişme bilincine ulasabilirsek, bu, insanlık ve diğer alanlarda yeni başarıları muktedir kılar!
Çözümlerle düşünmeyi sabırla öğrenmeliyiz.
OLUMSUZ DÜŞÜNMENİN NEDENLERİ
Olumlu ve olumsuz düşünce arasındaki farkın nasıl ortaya çıktığını hiç düşündünüz mü? Aşağıdaki düşünceler derin olarak irdelenmemiştir. Ancak bu kitabın sonunda konuyu bir kez daha ele almamız gerektiğini düşünüyorum.
Birisi bir problem yaşar ve onunla problem olarak uğraşır. Böylece “gayet normal” bir olumsuz düşünce başlar. Sonra bundan da bir “problem” olarak bahseder. Çabucak, burada bir problemin olduğunu düşünür ve bunu önemsemeye başlar. Bu duygular, korku yaratmaya başlar…. “Böyle olursa ne olur….” gibi.
Bu yolda başkalarının dikkatini çeker, onları kendi negativ alanına çeker, kendini önemli sayar, etki kazanır ve böylece öteki insanlar üzerinde güç sağlar. Olayları iyice abarttıktan sonra, herşeyin doğru olduğunu duyanlar yavaş yavaş inanırlar ve bundan kısa bir zaman sonra aynı şekilde konuşurlar. Onaylandıklarını duyumsarlar. Çünkü birçok kimse bundan söz etmektedir ve hep birlikte koro kurmuşlardır. Daha önce olumsuz düşünceden korunmamız gerektiğinden söz etmiştim, çünkü inatla güçlenir ve bit gibi çoğalırlar – eğer onlara karşı bir sey yapmazsak.
Problem üzerinde inatla konuşmak sonunda korku üretecektir, bu da birçok insanın açık ve net düşünmesini ve çözümler üretmesini engelleyecektir. Problem üzerinde konuşma kendi amacına araç olarak, biz de çok ya da az güçte heyecan yaratacaktır. Çünkü eğer gerçekse kendimizi korumamız gerekecektir. Kendimizi korumamız, çözümler aramamız, hatta mücadeleyi göze almamız gerekecektir.
Ancak bununla birlikte son yıllarda medya aracılığı ile sistematik olarak dünyanın her yerindeki problemler abartıldı ve yayıldı ve bu tür gelişmeleri biz artık normal görmeye başladık. Sonuç olarak dünyanın öbür ucunda olan olaylar için esasen hiçbir şey yapamayız. Yıllar içinde dikkat çekmeye çalışan korkutucu haberler amacına ulaştı ve artık ciddi tehditlerden haber verilse bile hiç tepki vermiyoruz. Halka yapılan bir uyarının doğal amacı kaybolup gitti.
İnsanlar ciddi tehlikeleri artık göremiyorlar! Ruslar bozuk atom reaktörlerini kutup denizine attıkları zaman kimi etkileyecek, orası “Yugoslavya’dan bile uzakta”… Hergün kutup yengeçlerini ve balıklarını soframıza getiriyoruz bu kimseyi rahatsız etmiyor. Aynı zamanda negatif haberlerin sürekli yayılmasıyla genel bir umutsuz hava yaratılmıştır. Bu umutsuz düşünceler gerçekleşmek için bizi zorluyorlar.
Amaçlarımız üzerinde kararlıca çalışırsak, olumlu düşüncelerin gerçekleşebileceğini belirtmiştim. Aynı şekilde onyıllarca yinelenen kötü bir ekonomi ya da felaket bir ekoloji üzerine yapılan umutsuz tahminler gerçekleşecektir. Bu ilişkiler içinde yapıcı, yapılandırıcı bilgilere ve düşüncelere acilen gereksinimimiz var. İşyerinde sürekli migrenlerinden ya da kötü politikacılarıdan söz eden ve bu yöntemleriyle başarılı olan kişileri dikkate aldığımız sürece, onlar bildikleri gibi devam edecekler.
Kim herhangi bir davranış biçimiyle başarı sağlarsa, onu geliştirir. Etraflarına korku yayarak başarı ve dikkat sağlayanlar ise öylece devam edecektir. Felaket kapıyı çaldığında ise gururla “ben zaten biliyordum” diyecektir.
Sorumlu kişiler olumsuz davranışlarından kendilerine bir fayda sağlarlar. Örneğin medya bizi aldaratak okumaya ve izlemeye teşvik ediyor, öyle ki sürekli onların ürünlerini okumalıyız, haberlerini izlemeliyiz, yoksa birşeyleri kaçırabiliriz ya da tehlikeye düşebiliriz. Bu bir korku tacirliğidir!
1978-1982 arası dört yıl boyunca hiçbir şekilde medyayı kullanmadım. 1982 güzünde saptadım ki, 4 yıl içinde kaçırdığım ya da rastladığım hiçbir şey yoktu. Yalnızca birkaç politikacının adı öne çıkarılmıştı, hepsi o kadardı. Bu deneyimden, bu şow aksiyonlarının bir yararı olduğu yutturmacasına kanmaktansa, kendi kişisel, bireysel gelişimimizle ilgilenmemiz gerektiği sonucuna vardım. Ancak satırlar arasında hala haber değeri olduğunu içgüdüsel olarak sezen ve okuyacak temek bilgiler olduğunu düşünenler, kitle iletişim araçlarını kullanabilirler. 10 yıl hiç gazete okumasanız bile, yaşamaya devam edeceksiniz. Kendinizi geliştirmenize yardımcı bir kitap okusanız daha iyi!
Doğrusu korkunun bunca yayılmasının derinlerde kalan bir nedeni vardır. Tam gelişmeye başladığımızda, çoktan hazırlanmış negatif düşüncelerle çevrili buluruz kendimizi. Kendi anne babamızı kastediyorum, çünkü biz büyüdüğümüz zaman onlar kenara çekilecek, bizim başarmamızı bekleyecekler. Bilinçli ya da bilinçsiz yaşamdaki amaçlarına ulaşmadıkları duygusunu geliştirirler, bu da bize zarar verir. Böyle çetin, olumsuz olaylarla karşılaşacağız. Onaylanmamız gerekmez, tersine bilinçlice onları engellemeli ve şöyle demeliyiz: “ben başka türlü ve daha iyi yaparım”. Belki de bizim onların planlarını sürdürmemizi isteyecekler. Bu da bizi tamamen yanlış yola sürükleyebilir, çünkü onların amaçları çok nadiren bizim de amaçlarımızdır.
İçimizde derinlerde varoluşumuza, yaşamımızın anlamına, bütün varoluşun anlamına ilişkin sorular yatar. Birçok insan bu soruları kendisine sormaz. Yine de bu sorular mevcuttur ve büyük anlam taşımaktadır. İnsanlar “anlamla” ilgili sorular sormaya başladıkları zaman bu sorular onalrın peşini bırakmaz. Yıllar içinde işe yarar bir yanıt alamazsa, aynı anne-babasının ondan vazgeçtiği gibi kendisinden vazgeçecektir. Sürekli araştırma içinde olduğu sürece ya da durumu kabul ettiği sürece herşey yolundadır. Belirli bir ölçüde mutluluğa ulaşabilir.
Ama bu soruya hiçbir yanıt alamazsa, dışarıya kapanacak ve içe dönecek. Ne saldırgan ne de çekingen olacak, tersine önce depresif olacak. Gerçek dünyasını parçaladığı, kendisine ve ailesine büyük sorunlar çıkardığı görülebilir, çünkü o parçalanmadan gizlice çıkış yolu ve çözüm ummaktadır. Bu elbette genellikle bilinçsizce gelişir.
Bir anlam taşımayan bir şeyin var olma hakkı da olmaz. Bu gizli kısa devreden, bir insanı mahfeden bilinmeyen bir yaşam korkusu ortaya çıkabilir. Bunun arkasında gerçekten bir kendini parçalama yatmıyor, tersine varoluşumuzun bir tehdidinden yeni, farkedilmemiş iç güçler harekete geçebilir. Bu negatif düşünce ve davranış alanında da başka bir bakış açısıdır ve insanlar bunun yokluğunu tekdüze akıp giden bir yaşamda pek sık duyuyorlar.
Kararlı bir biçimde düşünce kontrolünü çalıştırarak bütün bunları kendimizde gözleyebiliriz ve başkaları üzerinde doğru olarak tahmin edebiliriz. Kendimizi olumsuz, yıkıcı davranış biçimine kaptırmamalıyız.
Olumlu düşünen bir insan problemi bir ödev olarak ele alır ve onu çözmeye çalışır. Çözüm olasılıkları üzerine konuşur, yardım arar ve bulur da. Gücünü ilerlemesinden alır. Kendine güvenini kazanacak ve ayrıca başka insanların dikkatini çekecektir. Eylemleri açık ya gizli “başarıyorum” kesinliğiyle yönlenir. Bu başka insanları da etkiler ve planları için dışarıdan destek bulur. Bu başarılı bir etkinliğin ve başarılı bir yaşamın başlangıcıdır.
Negatif düşünce tek anlamıyla yıkıcıdır. Şansımızı ortadan kaldırır.
Olumlu düşünce de aynı şekilde tek anlamıyla yapıcıdır. Bizi geliştirir!
olumlu = yoğunlaşma
soluma = bilinçli olma
negatif = çözülme
Bilinç + Yoğunlaşma + Sabır + Israr + Soğukkanlılık = Sürekli başarı + Yaşama sevinci
Bunlardan hiçbir şey bilmek istememek = toplumun sırtından yaşamak için kasıtlı cahillik
ANLAM ÜZERİNE SORULAR
Bütün varoluşun anlamı ya da yaşamımızın anlamı üzerine soru sormak önemlidir. Bu bizim insan olarak yaşamımızın yapıcı bir parçasıdır. Bu soruyu kendimize asla sormasak ta kötü bir etkisi olmaz, çünkü doğası saf olanlar hayata rahat bakabiliyorlar.
Ancak bir gün bu soru ortaya atılırsa, artık peşimizi bırakmaz.
Yanıtını aramak ya başarıya götürür: bilgelik, iç harmoni ve iş ve bütün diğer şeylerde basari saglamak…
…ya da en kötüsü tamamen bir yıkıma götürür. Yanıtı bulma pahasına insanlar yaşamlarını, toplumdaki pozisyonlarını, iç uyumunu, sağlıklarını, ailelerini, firmalarını ve sonunda bütün toplumu ve insanlık kültürünü yıkarlar.
Anlam arayışı başarısızlıkla sonuçlanan çok insan bir de güç ellerine geçirirlerse, hergün gazetelerde okuduğmuz ve televizyonda izlediğimiz durum ortaya çıkar. Bu insanlar, var oluşlarının anlamını yitirmiş insanlardır.
Hiçbir şeyin anlamı yoksa, o zaman herşeyi yıkıabiliriz ve insan evrensel bir bilince inanmadığı zaman kendisi Tanrı’yı oynayabilir ve Pestisid ile bütün istenmeyen yaşamları yok edebilir.
Bundan farklı olarak olumlu düşünen insan gayet başarılı olabilir. O, baştan itibaren kendi varoluşunda bir anlam oldugunu kabullenmiştir, bu yüzden kendi varoluşuyla barışıktır ve dünyayı yıkmak yerine geliştirir.
Pozitif bir insan bazen kritik durumlara düşebilir, ama bununla birlikte her zaman yeni olanakların yaratılmasına ve ödevlerin çözümüne yönelir. Pozitif insanlar önlerine çıkan yeni görüşleri, her yeni bilgiyi, yapılmış her hatayı severek kabul ederler, çünkü eski hatalardan artık kaçınırlar.
Pozitif insanlar yaptıklarıyla yeni değerler yaratırlar, çünkü yapıcı bir konuma geçmişlerdir.
Kaderinizi pozitif etkilemek sizin kendi elinizdedir, bunun anahtarı bu kitaptadır ve herkes için kolay anlaşılabilecek biçimde yazılmıstır:
BAŞARI KONSEPTİ
yapıcı düşünme ve davranmanın temel öğelerini anlatıyor:
yapıcı düşünceyi doğru kullanmak
kozmik bir bütünlük içerisinde düşünmek
problemlere doğru yaklaşmak
gücünü doğru kullanmak
düşüncelerin kontrolü ve konsantrasyon
Kendimizi keşfetmek, gerçeği bulmaktır!
Kendinize ve çocuklarınıza bu hayatı sevme, büyüme ve insanların bugün olduğumuzdan daha dolu bir manevi bilgiye ulaşması için yardımda bulunmama şans verin.
Olumlu düşünen insanlar her toplumun köşe taşıdır.
MEDİTASYON
Bütün varoluştaki derin anlam nasıl öğrenilebilir? Yalnızca bir yol var: Meditasyon. Geçen bin yılın Avrupa’sında ibadet etmek gelenekseldir. İbadet etmek dua etmek demektir ve dua etmek istiyorum, bir isteğim var demektir. Bundan farklı olarak Meditasyon, esinlere açık olmam için sessiz durmam demektir.
Meditasyonda birşey bulmak için içimi dinlemeyi öğreniyorum. Yeni şeyler bulmaya hazırım. Bana birşey söylenilmesine hazırım.
Dua’da insan Tanrı’ya seslenir.
Meditasyon’da Tanrı bize seslenir.
Sakin bir yere oturun, rahat olun, bedeninizi, kasalrınızı, yüzünüzdeki küçük kasları gevşetin. Hepsini tamamen gevşetin. Bırakın soluğunuz karnınızdan içeri, sessiz ve düzenli aksın, içeri ve dışarı. Düşünceler gelir ve gider. Herşeyin tamamen sessiz ve boş olduğu bir zamanda içiniz sakinleşir. Hiçbir şey sormayın. Hiçbir şey istemeyin. Yalnızca kendiniz olun. Oradasınız ve herşey yolunda. Neye gerek duyarsanız, sizi ne ilerletecekse o olacak. Orada oluşunuzu, burada oluşunuzu kabul edin.
Sizsiniz ve herşey yolunda = Huzur
Meditasyon’da katılımcılar sizin gerçek değerinizi öğrenir:
Sözsüz,
Susmadan,
Merhamet dilemeden, Lütuf dilemeden.
YAZAR ÜZERİNE
D. Harald Alke, biyotekniker, devlet sınavı 1966, Mikrobiyolojide temel araştırmalar, Tıp ve ışın Biyolojisi. Batılı bilimlerden sonra Rhoshi Tetsuo Nagaya’nınyanında Tokyo’da Zen- Meditasyon okudu. Hindistan’da Am ritsar’da Mahan Tantric Yogi Bhajan’ın yanında Yoga ve Tantra öğrendi.
1976’dan beri insanlıkdurumunun geliştirilmesi ve ruhsal yeteneklerimizin kullanışlı hale getirilmesiyle yakından ilgileniyor.
1984’te Anahata Yayıncılığı ve 198’da Sinerji ve Psikokibernetik için Kyborg Enstitüsünü kurdu. Seminerler, danışma, araştırma, enerji piramitleri, kitaplar, kasetler, sağlık ürünleri. 1989’dan beri Montabour Akademisinde yönetim gücü veriyor.
Kyborg Enstitüsünde Danışma ve Eğitim
Birgün danışma, durum analizi, eğitim ya da terapi tamamen yeni ve başarılı bir yaşam kesiti için başlangıç olabilir’
- Sorunları belirlemek ve nedenlerini bulmak
- Şansları görmek ve reservleri kullanmak
- Çözümleri ve kişisel bir eğitim programını belirlemek
- Amaçlarını planlamak
- Sizin ve firmanınızın ölçülerine göre seminerler ve danışmanlık.
- Almanca hala Tartışmalar!
- Yazarın Eserleri: Almanca 25 kitap ve CD’ler.
Enerjipiramidleri
Horus piramitleri ile başarılı bir yaşam için özel enerji!
Yaşamın bir simgesi!
Enerjipiramidleri tamamen yeni bir gelişimdir. Kyborg–Çifte–Piramideleri, insanın bilincini ve enerji merkezlerini (çakralarını) içerisine adepte eden, bütünsel enerji konseptlerine yönelik uzun bir arayışın ürünüdürler.
Asya ustalarında 14 yıl öğrenim gördükten sonra, 1990 yazında ışık bilinçlerinden Horus ile medyal haberleşmeye (channeln) başladım. Bu medyal haberleşmede yeni çifte piramidlerin yapı konstrüksüyonunu aldım.
Bütün hayatım boyunca, insanlığın kökenini araştırdım ve tanrının bilincine varmak için yollar aradım ki, kendimide anlayabilmek uğraşıydı bu. Benim amacım, ilahi güçleri teşvik etmek ve positif doğrultudaki insanların hedeflerine ulaşabilmeleri için daha iyi bir şans ortamı oluşturmaktır.
Her dönem insanlar bu sebepten dolayı kendilerine kutsal mekanlar aramış, tekkeler kurmuş ve dinsel aletler oluşturmuşlardır ki, tanrısal katların yolunu bulabilmek için. Demek ki Enerjipiramidlerinin kulanımında evrensel, kozmik enerji ile bağlantı kurmak söz konusu. Meditasyonu daha kolaylaş-tırmak için, Enerjipiramidleri ile bir kutsal şuur yeri oluşturabiliriz.
Her Enerjipiramidi büyük titizlik ve el ile yapılmış birer küçük sanat eserleridir. Bizleri içtenlikle güzel düşüncelere davet ederler. Bizleri meditasyon yapmaya, kendimizi anlamaya ve tanrısal özümüzü algılamaya teşvik ederler.
Enerjipiramidleri benim dünyada daha iyi bir yaşam için sunduğum katkımdır. Onlar, çok eski majik prensiplerin yeni şekillerde tesir gösterdiği, yeni spritüal boyutun başlangıcıdırlar. Bu yolda, her positif işi filizlendiren güçler serbest olur ve yeni anlayışlar kazanılır.
Müşterilerimizin positif haberlerinde açıkca gösterdiği gibi, kulanan kişilerin bilinçleride önemli bir rol oynamaktadır. Hassas insanlar çok çabuk “Horus’un Enerjipiramidleri”nin geniş boyutlu imkanlarını ve sırrını çözebilirler. Özellikle meditasyon teçrübesi olan insanlar, Reyki-Öğretmenleri, Yogacılar vs. Enerjipiramidlerimizi çalışmalarını desteklemek üzere kullanmak-tadırlar.
Bugün, acil çözüm bekleyen bir çok global sorunların karşısındayız ve bunların hakkından gelmek ancak positif doğrultulu insanların ruhsal güçlerine şuur ettikleri zaman mümkün olacaktır.
Ancak, ruhsal güçleri-mizi kurucu, konstrüktif kullan-dığımızda, çocuk-larımıza yaşamaya değer bir dünya bırakabiliriz! Geçen son 8 sene içinde coşkulu insanlar tarafından haberler aldık. Enerji-piramidlerinin her türlü meditasyon çeşitlerini desteklediklerinden dolayı, bütün ruhiye, spritüalist yönler tarafından kullanılabiliniyor. Böylece, çeşitli ruhiye toplulukları arasında köprü kurabiliyoruz. Kullanan kişililerin birleşik yanı, dürüst spritüalizm ve kendi güçünün bilincine yönelik arayıçlarıdır. Bilgin kişiler için tanrıya giden bir çok yol gitmektedir, lâkin neticede hepside doğrusudur, çünkü bir mutlak hedef, bir tek evrensel bilinç vardır.
Enerjipiramidleri ile çalışmak isteyen, yeni ruhsal toprağa ayak basmıya hazır olmalıdır. Pandül ve ya su damarı araştırılan değnek ile deneyebilirsiniz! Enerjipiramidlerini sûni çakralar olarak kabul edebiliriz. Eski alşimistlerin sempatiöğretisine göre, aynı enerji ile çalışan insanlar, ruhsal olarakta temas içindedirler. Aynı güçü kullanmaktadırlar.
Enerjipiramidleri ile manevî huzur bahşeden, özel şuur yerinizi oluşturun. Diğer zihni açık insanlar ile, çember şeklinde bir Enerjipiramidleri etrafında meditasyon yapmak oldukca güzel bir tecrübedir. Böylece, kendimizi anlamayı daha iyi öğrenebiliriz, diğer ışık dünyaları ile pekişmiş temas oluşturup, kalbimizdeki sevginin güçünü yükseltebiliriz.
“Şu anda karşı karşıya bulunduğunuz sorunları çözebilmel için kesintisiz kosmik enerjiye ihtiyaç var. Ekoloji ve ekonomi bir dönüşümdeler. Bunun için sizlere Çiftepiramidleri verdik. Kısa bir süre içinde Avrupa’yı saf enerji örgüsü saracaktır. Sevgi aurası içinde yaşayın. Bu, yeni ve üstdüzeye yükselen dinsel duygular yaratacaktır. Böylelikle insanlık iç içe yetişecektir.” Horos
Piramid enerjisi üzerine bir çok kitap yazıldı. Bizim Çifte-Piramidler ile ihtimal oranımız ilk başlangıçlarda zannettiğimizden daha da geniş kapsamlı. Hayallerinizi serbest bırakın ve tabiatın süprizini yaşayın!
Horus’un Enerjipiramidleri ile, içerisinde bilinçli aktivite yürütebileceğimiz sır dolu yeni boyutlara geçit yapıyoruz. İşimiz devam ediyor: ilk Enerjipiramidini yaptıktan 8 yıl sonra, şimdi zaman yeni esrarengiz Majik Enstrüman’lara geldi. Uzun yıllardır beri, dünya tarihi diye bilinen Akasha‘yı okumaktayım. Boyut Kapıları’nın ve majik enstrümanların konseptleri çok eski zamanlardan kaynaklanmaktadırlar. Uzak dünyalardan mesajlar alıyor ve bunlara şekil veriyorum. Bunlar, hayatın sırrını arayanlar için ilham kaynaklarıdır.
Enerjipiramidlerini ve majik enstrümanları mümkün olduğu kadar iyi kullanabilmek için, nefes- ve konsantrasyon metodları ve düzenli meditasyon yapılmasını öneriyoruz.
Her piramidin bir dış kenarı pusula ile Kuzey – Güney tarafına doğrultulmalıdır.